İSYAN ÖZGÜR
Tarih boyunca özgürlük ve kölelik arasında gidip gelen tek varolma yolu direniş olan kürt halkı yine aynı cenderenin içinde hayata devam ediyor. Tarih belki tekerrürlerden ibarettir ancak bulunulan zamanın farklılığını katarak tekerrür eder. Köle Kürde alışan düşman bu sefer sert kayaya çarpmışçasına şaşkınlık ve öfke içerisindedir. Her gün azgın bir köpeğin avını parçalamak için saldırması gibi ağzında salyalar akıtarak halkımıza saldırıyor. Özelde akp-mhp denen sistem partilerinin öncülüğünde Kürt katliamını ve düşmanlığını yedi katlı göğün en üstüne kadar taşıdılar. Bunu saklama veye gizleme gereği bile duymadan zulmünü ulu orta dünyanın gözü önünde ve önemli oranda destekleriyle beraber yürütüyorlar. Türk denen gerçekliğin devlet-millet uyumu kürdün ölümünde zafer naraları atıyor, mezarlarını kazıp kemiklerini ulu orta teşhir ediyor, kızlarına sömürge okullarında taciz tecavüzde bulunuyor, gençleri uyuşturucu–ajanlık ağına çekerek düşürmeye çalışıyor, yetmiyor tüm bunlar köyleri yakıyor, sonra şehirleri, ormanları, dağları, yetmeyince gencecik bedenlerin üzerine benzin döküp yakıyor ve yamyamlar gibi başında marşlar okuyor, yok bitmedi daha bitmedi…
Çocukların annelerinin ana dilini konuşması yasak , varlığın kendisi daha ilk başta yazılan türk varlığına kurban edilmeli ,sonra isyancıların Şeyh said’in Seyid Rıza’nın nasıl öldürüldüğünü tarihin şanlı yaprakları olarak öğrenmeli , efendi ve uslu olunmalı ,bol bol dayakla terbiye edilmeli ,tabi ki vatan borcu unutulur mu, erkekler askerliğe gidip erkek olarak dönmeli onlarda kendi halkını katletmeli kızlarda karadenize ikinci eş olarak götürülmeli, okullarda polisler resmi görev olarak kürt kızlarını düşürüp oynamalı, zindanlar her şekilde Kürtlerle doldurulmalı , hep yenileri yapılmalı ve daha fazla kürtle doldurulmalı..
Hakikatin incitmesine izin vermeli insan kendisini yalanla avutacağına, kardeşlik safsatası güzel ama gerçekler hep önden gider ve onlarla yüzleşmek gerek. Din kardeşliği adına allah allah nidalarıyla türk –daiş ortak cihadı başlar, kafalar kesilir, şehirler bu sefer daha kutsal bir renkle kana boyanır, kadın pazarları kurulur, köleler satılır, rahatlık olsun diye mezarlar derin ve toplu kazılır , soykırımın modern yüzü biraz tarihle karıştırılır, üniversitede, okulda, kışlada olan bu sefer dört parça Kürdistan da sergilenir. Hak yolu ve kutsal mücadele din kardeşliği adına Bağdadi-Erdoğan arasında Kürt kanıyla kurulur, fetih süresi yanık bir sesle tüm camilerde okutulur, tüm Türk milleti tek ses bunu sloganlarla kutlar ve kutsal savaşlarına çocuklarını yollarlar. Sonunda fetih yapılır siyah daiş bayrağının yanına Ayyıldız görkemlice çekilir, Kobani ,Afrin, Serekani, Cizre, Nusaybin şehirlerinin yakılıp talan edilmesine dünya alkış çalar,. Türk halkı muzaffer seferin gururuyla coşarlar. Bütün bu sınırsız zulmün acının pazarlanması için de ihanet şebekeleri dört tarafta şaha kalkarlar. Kürt milletvekili ,Kürt parti, Kürt enks, Kürt kdp, kürt ceş, kürt ajan ve büyük slogan kürt kardeşim, din kardeşim, tarihte beraber savaştık, kanımız birbirine karıştı tekerlemeleri tekrar tekrar tekrar söylenir. O lanetli bayramlarda, televizyonlarda, evlendirme programlarında , bandolarda çalınan mehter marşı gibi ve onun eşliğinde bu sözler her gün bir ihanetçinin dilinden diğerine dolanır sürer ve gider. İhanet kadar hızlı olan hiçbir şeyin olmadığı söylenir söz konusu kendini düşmana satmaksa tarihsel tecrübeyle eğitilen kürtlerden bol bulunur. Herkes bilir ki Hitler Yahudi soykırımını başlattığında en büyük ilham kaynağı Ermenileri ve Kürtleri katleden bu Türk faşizmiydi. Gaz odalarının ilki Almanya da değil Dersim de Kürtlerin üzerinde denendi. Alman subaylar tabi ki burdada hazırlardı , alınan sonuçtan memnun bir şekilde ülkelerinde de bu gaz odalarını kurup insanları yaktılar. Son zaman ki İşid uygulamalarına en yabancı olmayan halk herhalde kürtlerdi. Zaten Türk devleti yüz yıldır kimyasal gazlarla zehirleyerek , kafalarını keserek, gelinin karnında ki çocukları süngü uçlarına geçirerek ,cenazelere tecavüz ederek, asarak, işkencede döve döve, kurşuna dizerek, asit kuyularına atarak, sokakta topluca linç ederek helikopterden atarak, tonluk bombalarla parçalayarak, aç bırakarak, birbirine vurdurtarak Kürtleri öldürmekle uğraşıyorlardı. Kutsal devlet–millet kanunu tunçtan , demirden ve kandan bu şekilde yazılmıştı. Kürtlerde yazılanın bin kat daha ağrını aynı böyle yaşadılar ve yaşıyorlar. Türk devletinin zulmünü anlatmak için kelimelerin ne kadar çaresiz kaldığını ,uygulamaların ne kadar aşağılık olduğunu ,ve onlardan ne kadar nefret ettiğimizi anlatmak o kadar zor ki.
Ve şimdi yaptığınız kötülüğü yapma cesaretini gösterdiyseniz sonuçlarına katlanma gücünü de göstereceksiniz. Bizde yarattığınız öfke seli tarihin hiçbir dönemiyle kıyaslanamaz ,oluşan intikam ruhumuz sorgulanamaz , biz asla sizinle yaşamayacağız ,lanet kardeşliğinizin saf düşmanlık olduğunu biliyoruz ,sizinle beraber bir geleceğimiz yok var olan geçmişimiz zaten belli ,kanımız birbirine hiç karışmadı ,siz akıttınız ve hep akan bizim kanımızdı, savaşın ateşini her an gördük ve onunla büyüdük, tek bir amaç için yaşıyoruz çektiğimiz her nefeste ,attığımız her adımda , verdiğimiz her şehitte tek bir sözcük mırıldanıyoruz . Ağlayarak ,gülerek ,inançla, aşkla, imanla tek kelime haykırıyoruz. Dağlarda, denizlerde ,toprakta, şehirde, okulda, fabrikada ,karantinada ,havada, rüzgarda biz düşmana karşı tek kelime haykırıyoruz. Uçurumlar da çığlık çığlığa atlayan kadınlar, derin dondurucu da bekleyen küçük kız, göç yolları, dört duvar, kızıl güneş, kör karanlık, Afrin, Cizre ,Sur tek kelime dolaşıyor. Munzur ,Zilan,Newala Qasaba ve ülkemin her dağı her vadisi aynı kelimeyle yankılanıyor. Bizi yaşama bağlayan coşturan, nefes alma hakkını veren o büyülü kelimeyi eksiksiz anlamıyla yerine getireceğimizin müjdesini herkese duyurma zamanı.
Tüm yaşananlar ve yaşanacak olanlar için o kelime İNTİKAM’ dır.
Bu yüzyıl ,bu zaman, bu devran intikam alan Kürt nesline şahitlik yapacaktır. Mazlumun öç alma gününün zalimin zulüm ettiği günden daha korkunç daha amansız daha tereddütsüz olduğunu göreceksiniz. Gerçek düşman sadece bize daha fazla cesaret veriyor. Tüm maskeleriniz düştü, yalanlarınızı biliyoruz, yarın yine yalan söyleyeceğinizi de af dileyeceğinizide biliyoruz. Merhamet bu zamana en uzak kelime olarak kalacağını bilin. Evlerinizi, arabalarınızı, işyerlerinizi, ormanlarınızı otellerinizi niye yaktığımızı bilin istedik. Kürdistan halkının her insanı sizden hesap sormak için ayaklanır ve sizde ntikamınızı alır. Onların bakışı, kanı, okulu, fabrikası ,askeri, ihanetçisi tek kurala bağlı olarak çalışıyor. Sömürgeleştirilen bir halk, kölelik zincirlerine vurulmuş umutsuz bir kadavra yaratmak için çalışıyorlar. İnsanım, Kürdüm Müslümanım, Yurtseverim diyen herkes bu intikamımızın görkemin de yerini almalıdır. İntikam ne saraydaki paşayı tanır ne içimizde ki ihanetçiyi hepsine aynı güçle vurur ve temizler.
Bu yazıyı okuyan herkesin rahatsız olduğu damarlarında ki kanın daha hızlı aktığını zalimin zulmine direnişçinin direnişine daha fazla sarılacağını biliyorum. Said-i Kurdi’nin sözüyle bitiriyorum
ZALİMLER İÇİN YAŞASIN CEHENNEM !